Borçlar hukukuna göre bir sözleşmenin kurulabilmesi için karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının açıklanması gerekir. Dolayısıyla beyan, sözleşmeler için kurucu unsur niteliğindedir. Bu beyan, icap (öneri), icaba davet veya kabul şeklinde olabilir. İcap, taraflardan birinin diğerine aralarında bir sözleşme meydana getirmeyi teklif ettiği ve muhatabına ulaşması gerekli olan bir irade beyanıdır. İcap beyanı açıklandığında henüz sözleşme kurulmamıştır. Sözleşmenin vuku bulabilmesi için karşı tarafın icap ile uyumlu kabul beyanını açıklaması gerekir. Bir diğer deyişle kabul, kendisine icapta bulunulan tarafın icaba katılmak niyetiyle uygun ve olumlu irade açıklamasında bulunmasıdır. Kabulün icaptan farkı yenilik doğuran bir işlem olmasıdır. İcap ve kabul herhangi bir şekil şartına bağlı olmaksızın yapılabilir.
İcap ve İcaba Davet Arasındaki Fark Nedir?
İcap bir sözleşmenin esaslı unsurlarına haiz olmalıdır. Aksi takdirde açıklanan irade beyanı icap değil icaba davet olur. Örneğin bir irade beyanının icap olarak nitelendirilmesi için sözleşmenin unsurlarının açıkça icapçı tarafından dile getirilmesi gerekir. Eğer bir şahıs, kıyafet mağazasına girip yalnızca kıyafet almak istediğini söylerse ifade muğlak kalacağı için beyanı icap değil icaba davet olur. Ancak tam olarak hangi kıyafeti almak istediğini belirtirse icap hükmü taşır. İcap sahibini bağlarken icaba davetin bağlayıcılığı yoktur.
Kabulün Türleri Nelerdir?
Kabul beyanı açık veya zımni (kapalı) olmak üzere ikiye ayrılabilir. Açık kabul, kesin ve nettir. Tam anlamıyla icabın karşılığıdır. Zımni kabul ise muhatabın kabul iradesini açık olarak göstermeyip hal ve hareketlerinden anlaşılmasıdır. Kimi zaman susma şeklinde de olabilir.