Alacakların tahsili, ticari ve bireysel ilişkilerde en sık karşılaşılan hukuki sorunlardan biridir. Borcunu zamanında ödemeyen bir borçludan alacağını tahsil etmek isteyen alacaklı, devletin yasal gücünden faydalanarak bu amacına ulaşabilir. Bu yasal yola “icra takibi” denir. İcra takibi, alacaklının borcunu tahsil etmesini sağlarken, borçluya da haksız bir taleple karşılaştığında itiraz etme ve kendini savunma hakkı tanır. Bu süreç, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK) hükümlerine göre yürütülür ve alacaklı ile borçlu arasındaki dengeyi korumayı hedefler.
Yasal Çerçeve: İcra Takibinin Hukuki Dayanağı
İcra ve İflas Kanunu, alacakların devlet gücüyle nasıl tahsil edileceğini, borçlunun malvarlığına nasıl el konulacağını (haciz) ve bu malların nasıl paraya çevrileceğini (satış) düzenleyen temel kanundur. İcra takipleri temel olarak ikiye ayrılır: ilamlı icra ve ilamsız icra.
- İlamlı İcra: Alacaklının elinde bir mahkeme kararı (ilam) veya kanunen ilam niteliğinde sayılan bir belge (örneğin, noter senedi, icra kefaleti) varsa, bu belgeye dayanarak başlattığı takip türüdür. İlamlı icrada, borçlunun borca itiraz etme hakkı yoktur, çünkü borç zaten bir mahkeme kararıyla sabit hale gelmiştir. Borçlu ancak takibin dayanağı olan ilamın zamanaşımına uğradığını veya borcu ödediğini iddia edebilir.
- İlamsız İcra: Alacaklının elinde bir mahkeme kararı olmaksızın, sadece bir belgeye (fatura, sözleşme, senet vb.) veya hiçbir belgeye dayanmadan doğrudan icra dairesine başvurarak başlattığı takip türüdür. En yaygın takip yolu olan ilamsız icrada, borçlunun borca ve takibe itiraz etme hakkı bulunmaktadır.
İcra Takibi Başlatma Süreci (İlamsız Takip)
- Takip Talebi: Alacaklı veya vekili, yetkili icra dairesine bir “takip talebi” formu doldurarak başvurur. Bu formda alacaklı ve borçlunun kimlik/adres bilgileri, alacağın miktarı, faiz oranı ve dayanak belgeler belirtilir. Yetkili icra dairesi, genel kural olarak borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir.
- Ödeme Emrinin Düzenlenmesi ve Tebliği: İcra dairesi, takip talebine dayanarak bir “ödeme emri” düzenler. Bu ödeme emri, borçlunun adresine tebliğ edilir. Ödeme emri, borçluya borcunu ödemesi veya itiraz etmesi için yasal süreler tanıyan resmi bir belgedir.
- Takibin Kesinleşmesi: Borçlu, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yasal süre içinde (genellikle 7 gün) borcu ödemez veya takibe itiraz etmezse, icra takibi kesinleşir. Takibin kesinleşmesiyle birlikte alacaklı, borçlunun malvarlığına haciz konulmasını talep etme hakkı kazanır.
Borçlunun İtiraz Süreci
Ödeme emrini tebliğ alan borçlu, borcun tamamına veya bir kısmına ya da faiz gibi fer’ilerine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durduran önemli bir hukuki savunma aracıdır.
- İtiraz Süresi ve Şekli: Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde, takibin yapıldığı icra dairesine yazılı veya sözlü olarak itirazda bulunabilir. Süresi içinde yapılan geçerli bir itiraz, icra takibini kendiliğinden durdurur.
- İtirazın Sonuçları: İtiraz üzerine duran takibe devam edebilmek için alacaklının hukuki yollara başvurması gerekir. Alacaklının önünde iki seçenek vardır:
- İtirazın İptali Davası: Alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden itibaren 1 yıl içinde genel mahkemelerde (Asliye Hukuk veya Asliye Ticaret Mahkemesi) “itirazın iptali davası” açabilir. Bu davada alacaklı, alacağını genel ispat kurallarına göre ispatlamak zorundadır. Dava alacaklı lehine sonuçlanırsa, takip kaldığı yerden devam eder ve borçlu, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilebilir.
- İtirazın Kaldırılması Davası: Eğer alacaklının elinde İİK’nın 68. maddesinde sayılan belgelerden (imzası ikrar edilmiş adi senet, noter senedi, resmi dairelerin yetkileri dahilinde verdikleri belgeler vb.) biri varsa, alacaklı itirazın tebliğinden itibaren 6 ay içinde İcra Hukuk Mahkemesi’nde “itirazın kaldırılması davası” açabilir. Bu dava, itirazın iptali davasına göre daha hızlı sonuçlanan bir yoldur.
İcra takibi, alacakların tahsili için etkili bir yasal mekanizmadır. Alacaklı için alacağını devlet gücüyle tahsil etme imkanı sunarken, borçluya da haksız taleplere karşı 7 gün içinde itiraz etme hakkı tanır. Borçlunun süresi içinde yapacağı itiraz takibi durdurur ve alacaklının, alacağını ispatlamak için mahkemeye başvurmasını gerektirir. Sürelerin ve usul kurallarının çok önemli olduğu bu süreçte, hak kayıplarını önlemek adına hem alacaklıların hem de borçluların bir avukattan hukuki destek alması büyük önem taşır.

