Ticari İşletme Devri: Devralanın Borçlardan Sorumluluğu ve Hukuki Süreç
Ticari işletme devri, bir ticari işletmenin, içerdiği tüm aktif ve pasif unsurlarla birlikte bir bütün olarak başka bir kişiye devredilmesidir. Bu işlem, sadece dükkanın anahtarını veya şirketin hisselerini teslim etmekten çok daha karmaşık hukuki sonuçlar doğuran bir süreçtir. Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Türk Borçlar Kanunu (TBK), ticari işletme devrini özel olarak düzenlemiş ve özellikle işletmenin alacaklılarını korumak amacıyla, devralan ve devreden için bir dizi önemli yükümlülük ve sorumluluk öngörmüştür. Devrin en kritik hukuki sonucu, devralanın, işletmenin eski borçlarından da sorumlu hale gelmesidir. Bu nedenle, bir ticari işletmeyi devralmayı düşünen bir girişimcinin, bu sürecin hukuki adımlarını ve özellikle borçlardan doğan sorumluluğun kapsamını çok iyi bilmesi gerekir. Bu yazıda, ticari işletme devrinin nasıl yapılması gerektiğini ve tarafların, özellikle de devralanın borçlardan doğan sorumluluğunu detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Ticari İşletme Devrinin Kapsamı ve Hukuki Şekli (TTK m. 11):
- Devrin Kapsamı: Ticari işletme devri, “bir bütün halinde” yapılır. Bu, devir sözleşmesinde aksi öngörülmedikçe, devrin, işletmenin duran malvarlığını (gayrimenkuller, makineler), işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanını ve diğer fikri mülkiyet haklarını (marka, patent vb.) ve sürekli olarak işletmeye özgülenmiş olan malvarlığı unsurlarını kapsadığı anlamına gelir. Yani, işletme, faal bir bütün olarak devredilir.
- Hukuki Şekil: TTK’nın 11. maddesinin 3. fıkrası, devir için sıkı bir şekil şartı öngörmüştür:
- Yazılı Devir Sözleşmesi: Devir sözleşmesi mutlaka yazılı olarak yapılmalıdır.
- Ticaret Siciline Tescil ve İlan: Bu yazılı sözleşme, ticaret siciline tescil ve ilan edilmelidir. Bu şekil şartlarına uyulmadan yapılan bir devir, hukuken geçersizdir.
Borçlardan Sorumluluk: En Kritik Konu (TBK m. 202): Ticari işletme devrinin en önemli hukuki sonucu, borçlardan sorumluluktur ve bu konu Türk Borçlar Kanunu’nun 202. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir.
TÜRK BORÇLAR KANUNU – Madde 202
Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar.
Bu maddeye göre sorumluluk şu şekilde şekillenir:
-
Devralanın Sorumluluğu:
- İşletmeyi devralan kişi, devir sözleşmesinin ticaret sicilinde ilan edildiği tarihten itibaren, işletmenin tüm borçlarından (devir anında mevcut olan) kendi şahsi malvarlığıyla sorumlu hale gelir.
- Devralanın sorumluluğu, devir sözleşmesinde “ben eski borçları üstlenmiyorum” şeklinde bir madde konsa bile, alacaklılara karşı geçerli değildir. Bu tür bir hüküm, sadece devreden ile devralan arasındaki iç ilişkiyi düzenler. Alacaklı, borcu için doğrudan devralana başvurabilir.
-
Devredenin Sorumluluğu (İki Yıllık Müteselsil Sorumluluk):
- İşletmeyi devreden kişinin borçlardan sorumluluğu, devirle birlikte sona ermez. Devreden, devralan ile birlikte iki yıl süreyle müteselsil olarak (zincirleme) sorumlu olmaya devam eder.
- “Müteselsil sorumluluk”, alacaklının, alacağının tamamı için dilerse devredene, dilerse devralana veya dilerse her ikisine birden başvurabileceği anlamına gelir.
- Bu iki yıllık süre, hak düşürücü bir süredir ve şu şekilde işlemeye başlar:
- Vadesi Gelmiş (Muaccel) Borçlar İçin: Devrin ticaret sicilinde ilan edildiği tarihten itibaren.
- Vadesi Henüz Gelmemiş Borçlar İçin: Borcun vadesinin geldiği (muaccel olduğu) tarihten itibaren.
- Bu iki yıllık sürenin sonunda, devredenin sorumluluğu sona erer ve borçlardan tek sorumlu devralan kalır.
Devir Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Durum Tespiti (Due Diligence): Bir işletmeyi devralmadan önce, alıcı mutlaka kapsamlı bir hukuki ve mali durum tespiti yaptırmalıdır. İşletmenin bilinen ve bilinmeyen tüm borçları (vergi, SGK, tedarikçi borçları, kredi borçları, potansiyel dava riskleri vb.) detaylı bir şekilde incelenmelidir.
- Devir Sözleşmesi: Devir sözleşmesinde, devralınan borçlar net bir şekilde listelenmelidir. Ayrıca, devredenin, devralana karşı, “bilinmeyen borçların ortaya çıkması halinde kendisinin sorumlu olacağına” dair bir beyan ve tekeffül (garanti) vermesi, devralanın hukuki güvencesi açısından önemlidir. Sözleşmeye, devredenin iki yıllık sorumluluk süresi boyunca devralana teminat göstermesi gibi hükümler de eklenebilir.
- Alacaklıların Korunması: TBK m. 202’deki bu düzenlemenin temel amacı, işletmenin alacaklılarını korumaktır. Alacaklılar, borçlu oldukları işletmenin, borçlarını ödemekten kaçmak için malvarlığını başkasına devretmesi riskine karşı bu hükümle güvence altına alınmıştır.
Ticari işletme devri, basit bir alım satım işlemi değildir; bir işletmenin tüm hukuki ve mali geçmişini ve geleceğini devralma işlemidir. Bu sürecin en kritik noktası, devralanın, işletmenin devir anındaki tüm borçlarından devredenle birlikte iki yıl süreyle müteselsil olarak sorumlu hale gelmesidir. Bu ağır sorumluluk nedeniyle, bir ticari işletmeyi devralmayı planlayan her girişimcinin, karar vermeden önce mutlaka profesyonel bir hukuki ve mali danışmanlık alması, kapsamlı bir durum tespiti yaptırması ve devir sözleşmesini tüm riskleri gözetecek şekilde hazırlatması, gelecekte karşılaşabileceği beklenmedik borç yüklerinden ve hukuki uyuşmazlıklardan korunması için mutlak bir zorunluluktur.

