Ticari Davalarda Zorunlu Arabuluculuk: Dava Açmadan Önce Bilmeniz Gerekenler
Türk hukuk sistemine 2019 yılında giren ve ticari uyuşmazlıkların çözümünde bir devrim niteliği taşıyan “zorunlu arabuluculuk”, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleriyle ilgili ticari davalarda, mahkemeye gitmeden önce başvurulması gereken bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. 7155 sayılı Kanun ile Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca, bu tür uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurmak bir “dava şartı” haline gelmiştir. Bu, arabuluculuk sürecini tüketmeden doğrudan asliye ticaret mahkemesinde dava açılması halinde, davanın başka hiçbir inceleme yapılmaksızın usulden reddedileceği anlamına gelir. Peki, bu zorunluluk hangi davaları kapsar, süreç nasıl işler ve taraflara ne gibi avantajlar sunar? Bu yazıda, ticari davalarda zorunlu arabuluculuğun tüm detaylarını ele alacağız.
Zorunlu Arabuluculuğun Kapsamı: Zorunlu arabuluculuk, her ticari dava için değil, belirli şartları taşıyanlar için geçerlidir:
- Davanın Ticari Dava Olması: Uyuşmazlığın, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan veya bir ticari işletmeyi ilgilendiren diğer iş ve işlemlerden kaynaklanması gerekir.
- Konusunun Bir Miktar Paranın Ödenmesi Olan Alacak veya Tazminat Talebi Olması: Davanın temel amacı, bir miktar paranın tahsili veya bir zararın tazmini olmalıdır. Örneğin, bir satış sözleşmesinden kaynaklanan ödenmemiş fatura alacağı, haksız rekabetten doğan tazminat talebi, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan komisyon alacağı gibi talepler bu kapsama girer.
Zorunlu Arabuluculuğun Kapsamı Dışında Kalan Davalar: Bazı ticari davalar, nitelikleri gereği zorunlu arabuluculuk kapsamı dışındadır:
- Çekişmesiz Yargı İşleri: Örneğin, şirketin iflasının istenmesi.
- Özel Kanunlarda Tahkim veya Başka Bir Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yoluna Başvurunun Zorunlu Olduğu Haller.
- İflas ve Konkordato ile İlgili Davalar.
- Kıymetli Evrakın (Çek, Bono, Poliçe) İptali Davaları.
- İcra ve İflas Kanunu’nda Düzenlenen Menfi Tespit ve İstirdat Davaları.
Arabuluculuk Süreci Adım Adım:
- Başvuru: Davacı olmak isteyen taraf, uyuşmazlığın konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yerdeki adliye arabuluculuk bürosuna başvurur. Başvuru sırasında herhangi bir harç veya masraf alınmaz.
- Arabulucu Atanması: Arabuluculuk bürosu, Adalet Bakanlığı siciline kayıtlı arabulucular listesinden bir arabulucuyu sistem üzerinden otomatik olarak atar. Ancak taraflar, listeden ortak bir arabulucu üzerinde anlaşarak onu da seçebilirler.
- İlk Toplantıya Davet: Atanan arabulucu, tarafların iletişim bilgilerini alarak onlarla temasa geçer ve ilk toplantının yerini, tarihini belirleyerek tarafları davet eder.
- Müzakereler: Arabulucu, tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişi olarak, tarafların bir araya gelerek kendi çözümlerini bulmalarına yardımcı olur. Arabulucu hakim gibi karar vermez, sadece süreci yönetir ve iletişimi kolaylaştırır. Toplantılar gizlidir; burada konuşulanlar daha sonra mahkemede delil olarak kullanılamaz.
- Sürenin Tamamlanması: Arabuluculuk süreci, arabulucunun görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırılır. Bu süre, zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta daha uzatılabilir.
- Sonuç ve Tutanak:
- Anlaşma Halinde: Taraflar bir çözüm üzerinde anlaşırlarsa, bu anlaşmanın koşulları bir “Anlaşma Belgesi”ne dökülür ve taraflar ile arabulucu tarafından imzalanır. Bu belge, taraflardan birinin talebi üzerine mahkemeden “icra edilebilirlik şerhi” alınarak, tıpkı bir mahkeme kararı gibi ilamlı icra takibine konu edilebilir.
- Anlaşamama Halinde: Taraflar anlaşamazlarsa veya taraflardan biri geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmazsa, arabulucu süreci sona erdirir ve bir “Son Tutanak” düzenler. Davacı, bu son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine ekleyerek mahkemede dava açabilir.
Toplantıya Katılmamanın Yaptırımı: Zorunlu arabuluculuk sürecine davet edildiği halde, geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmayan taraf, dava sonucunda haklı çıksa bile, yargılama giderlerinin tamamını ödemeye mahkum edilir. Ayrıca, bu taraf lehine vekalet ücretine de hükmedilmez. Bu düzenleme, tarafları arabuluculuk sürecine katılmaya teşvik etmeyi amaçlar.
Zorunlu Arabuluculuğun Avantajları:
- Hızlıdır: Aylar, hatta yıllar sürebilecek dava süreçlerine kıyasla, en fazla 8 hafta içinde sonuçlanır.
- Daha Az Maliyetlidir: Dava harçları, bilirkişi ücretleri, keşif masrafları gibi yüksek yargılama giderleri yoktur. Sadece arabuluculuk ücreti ödenir.
- Gizlidir: Mahkeme duruşmaları gibi aleni değildir. Tarafların ticari sırları ve itibarları korunur.
- Ticari İlişkileri Korur: Taraflar, bir kazanan-kaybeden ilişkisi yerine, kendi çözümlerini ürettikleri için, dava sürecinin yıprattığı ticari ilişkilerini devam ettirme şansına sahip olurlar.
- Kontrol Taraflardadır: Sonucu bir hakimin takdirine bırakmak yerine, taraflar kendi iradeleriyle uyuşmazlığın çözümünü şekillendirirler.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk, adalet sisteminin iş yükünü hafifletirken, aynı zamanda ticari hayatın aktörlerine daha hızlı, ekonomik ve barışçıl bir çözüm yolu sunan modern bir kurumdur. Bir dava şartı olması nedeniyle, konusu para olan bir ticari alacak veya tazminat talebiniz varsa, dava açmadan önce bu süreci tüketmeniz yasal bir zorunluluktur. Bu süreci, sadece bir formalite olarak görmek yerine, uyuşmazlığı mahkemelerin yıpratıcı sürecine girmeden çözmek için bir fırsat olarak değerlendirmek, hem zaman hem de maliyet açısından tarafların lehine olacaktır. Bu süreçte bir avukattan hukuki destek almak, haklarınızı tam olarak anlamanız ve müzakereleri daha etkin bir şekilde yürütmeniz açısından büyük fayda sağlayacaktır.

