Sosyal Medya Hukuku Kapsamlı Analiz: Hakaret, Tehdit, İftira ve Özel Hayatın Gizliliği Suçları
Sosyal medya platformları, günümüzde milyarlarca insanın iletişim kurduğu, fikirlerini beyan ettiği ve hayatını paylaştığı devasa kamusal alanlara dönüşmüştür. Bu platformlar, ifade özgürlüğünün kullanılmasında önemli bir rol oynasa da, aynı zamanda bir “hukuk boşluğu” veya “kuralsız alan” değildir. Klavyenin arkasına sığınarak yapılan her paylaşım, yorum veya beğeni, gerçek hayattaki gibi hukuki ve cezai sonuçlar doğurabilir. Türk Ceza Kanunu (TCK), kişilik haklarını hedef alan hakaret, tehdit, iftira gibi suçların, sosyal medya aracılığıyla işlenmesini, suçun “aleniyet” unsuru nedeniyle daha ağır bir yaptırıma tabi tutmuştur. Birçok kullanıcı, yaptıkları paylaşımların potansiyel hukuki sonuçlarından habersizdir. Bu yazıda, sosyal medyada en sık karşılaşılan suç tiplerini, Yargıtay’ın bu konudaki yaklaşımını, dijital delillerin niteliğini ve bu tür bir suçun mağduru olmanız veya faili olarak suçlanmanız durumunda atmanız gereken adımları detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
1. Hakaret Suçu (TCK m. 125):
- Tanımı: Bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek (örneğin, “A kişisi hırsızdır”) veya sövmek suretiyle (küfür, aşağılayıcı sıfatlar) bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak.
- Sosyal Medyada İşlenmesi (Nitelikli Hal): TCK madde 125/2, hakaretin “alenen” işlenmesi halinde cezanın altıda bir oranında artırılacağını düzenler. Yargıtay, herkese açık bir sosyal medya profilinden yapılan paylaşımı, birden fazla kişinin görme ihtimali nedeniyle “aleniyet” unsuru gerçekleşmiş kabul etmektedir.
- Eleştiri Hakkının Sınırı: İfade özgürlüğü ve eleştiri hakkı, hakaret suçunun sınırını çizer. Eleştiri, kişiyi değil, kişinin eylemini, fikrini veya eserini hedef almalıdır. Kaba, incitici ve aşağılayıcı ifadeler, eleştiri sınırını aşarak hakaret suçunu oluşturur. Özellikle siyasetçiler ve tanınmış kişiler, meslekleri gereği daha ağır eleştirilere katlanmak zorunda olsalar da, bu onların kişilik haklarının tamamen korumasız olduğu anlamına gelmez.
- Örnekler: “Aptal”, “şerefsiz”, “ahlaksız” gibi ifadeler doğrudan hakaret suçunu oluştururken, “yetersiz bir yönetici” gibi ifadeler eleştiri kapsamında kalabilir.
2. Tehdit Suçu (TCK m. 106):
- Tanımı: Bir başkasını, kendisine veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle ciddi bir şekilde korkutmak. Malvarlığına yönelik tehditler de suçun kapsamındadır.
- Sosyal Medyada İşlenmesi: Sosyal medya üzerinden gönderilen bir mesajla (“Seni bulup öldüreceğim”) veya yapılan bir yorumla (“O sokağa bir daha giremeyeceksin”) işlenebilir. Tehdidin ciddi ve korkutucu nitelikte olması, yani mağdurun iç huzurunu bozması yeterlidir. Failin tehdidi gerçekleştirme gücüne sahip olup olmamasının önemi yoktur.
- İsimsiz Hesaplardan Yapılan Tehditler: Failin kimliğini gizleyerek (sahte veya isimsiz hesaplarla) tehditte bulunması, suçun nitelikli halidir ve daha ağır cezayı gerektirir (TCK m. 106/2-c).
3. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK m. 134):
- Tanımı: Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri, rızaları dışında kaydetmek veya ifşa etmek (yayınlamak). Özel hayat, kişinin sadece konutunda geçen yaşamı değil, kamuya açık olmayan, başkaları tarafından bilinmesini istemediği tüm kişisel faaliyetlerini kapsar.
- Sosyal Medyada İşlenmesi:
- Bir kişinin izni olmadan çekilen fotoğrafını veya videosunu sosyal medyada yayınlamak.
- İki kişi arasındaki özel bir mesajlaşmanın (WhatsApp, DM vb.) ekran görüntüsünü alıp sosyal medyada ifşa etmek.
- Bir kişinin sağlık bilgileri, cinsel tercihleri gibi hassas bilgilerini rızası olmadan paylaşmak.
- Hukuka Uygunluk Nedenleri: Basın özgürlüğü kapsamında, kamuoyunu ilgilendiren ve haber değeri taşıyan olaylarda, özel hayatın gizliliği ile çatışma yaşanabilir. Ancak bu durumda dahi, haberin görünürdeki gerçeğe uygun olması, kamu yararı bulunması ve ölçülülük ilkesine uyulması gerekir.
4. İftira Suçu (TCK m. 267):
- Tanımı: Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmek.
- Sosyal Medyada İşlenmesi: Bir kişi hakkında, “Bu kişi uyuşturucu satıcısıdır, yetkililer gereğini yapsın” gibi asılsız bir iddiayı sosyal medyada yaymak, iftira suçunu oluşturabilir. Hakaretten farkı, iftirada somut ve hukuka aykırı bir fiil isnadının ve kişiyi adli makamlarla karşı karşıya getirme amacının bulunmasıdır.
“Beğeni (Like)”, “Retweet” ve “Paylaşım”ın Hukuki Sorumluluğu: Yargıtay, suç teşkil eden bir içeriği “beğenme”, “retweet etme” veya “paylaşma” eylemlerinin, o içeriği benimseme ve yayma iradesini gösterdiğini kabul etmektedir. Bu nedenle, bu tür eylemler, duruma göre suça iştirak (yardım etme veya azmettirme) olarak değerlendirilebilir ve hukuki/cezai sorumluluk doğurabilir. Bir içeriği paylaşmadan önce, doğruluğundan ve suç teşkil edip etmediğinden emin olmak büyük önem taşır.
Delil Toplama ve Yasal Süreç: Sosyal medyada işlenen bir suçun mağduru olduğunuzda atmanız gereken adımlar şunlardır:
- Delilleri Tespit ve Muhafaza Etme: Suç teşkil eden paylaşımın, yorumun veya mesajın derhal ekran görüntüsünü (URL adresi ve tarih görünecek şekilde) alın. Mümkünse, bu içeriğin bir noter aracılığıyla tespit ettirilmesi, delilin gücünü artırır.
- Failin Kimliğinin Tespiti: Paylaşımı yapan hesabın profil bilgilerini, kullanıcı adını ve diğer ayırt edici bilgilerini kaydedin. Hesap sahte veya isimsiz ise, savcılık, siber suçlarla mücadele birimleri aracılığıyla ve ilgili sosyal medya sağlayıcısından (Meta, Twitter vb.) talepte bulunarak failin IP adresi üzerinden kimliğini tespit etmeye çalışacaktır.
- Şikayet: Topladığınız delillerle birlikte, en yakın polis merkezine, jandarma karakoluna veya doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçesi verin. Hakaret gibi şikayete bağlı suçlarda, suçu ve faili öğrendiğiniz tarihten itibaren 6 ay içinde şikayette bulunmanız gerektiğini unutmayın.
Sosyal medya, ifade özgürlüğü için paha biçilmez bir alan olsa da, bu özgürlük sınırsız değildir ve başkalarının kişilik haklarına saygı gösterme yükümlülüğü ile dengelenmelidir. Bir anlık öfke veya dikkatsizlikle yapılan bir paylaşım, ağır hukuki ve cezai yaptırımlarla, yüksek tazminat davalarıyla ve kalıcı bir adli sicil kaydıyla sonuçlanabilir. Bu nedenle, her sosyal medya kullanıcısının, bir içeriği paylaşmadan, yorum yapmadan veya beğenmeden önce “Bu ifade hakaret içeriyor mu?”, “Bu bilgi özel hayatın gizliliğini ihlal ediyor mu?”, “Bu paylaşım birini haksız yere itham ediyor mu?” gibi soruları kendisine sorması gerekir. Dijital ayak izlerimizin kalıcı olduğu bu çağda, siber alanda da hukuka ve etik kurallara uygun davranmak, hem bireysel hem de toplumsal huzur için bir zorunluluktur.

