Şirket Birleşme ve Devralmaları (M&A) Rehberi: Hukuki Süreç ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Şirket birleşme ve devralmaları (İngilizce kısaltmasıyla M&A – Mergers and Acquisitions), şirketlerin büyüme stratejilerinin, pazar paylarını artırma hedeflerinin veya yeni teknolojilere ve pazarlara erişim amaçlarının en önemli araçlarından biridir. Başarılı bir M&A işlemi, taraflar için büyük bir sinerji ve değer yaratabilirken, kötü yönetilen bir süreç, beklenmedik hukuki riskler, finansal kayıplar ve operasyonel kaos ile sonuçlanabilir. Bu süreç, sadece finansal pazarlıkları değil, aynı zamanda karmaşık ve çok aşamalı bir hukuki süreci de içerir. Her adımın, özellikle Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde dikkatle atılması gerekir. Bu yazıda, tipik bir şirket devralma işleminin hukuki yol haritasını, başlangıçtan kapanışa kadar olan temel aşamaları ve her aşamada dikkat edilmesi gereken kritik noktaları detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Aşama 1: Hazırlık, Strateji ve İlk Temas Bu aşama, masaya oturmadan önceki hazırlık sürecidir. Alıcı taraf, devralma stratejisini (pazara giriş, rakibi eleme, teknoloji transferi vb.) belirler ve potansiyel hedef şirketleri analiz eder. Hedef şirket belirlendikten sonra, genellikle bir yatırım bankası veya danışman aracılığıyla ilk temas kurulur. Bu aşamada paylaşılan bilgiler genellikle kamuya açık bilgilerle sınırlıdır.
Aşama 2: Gizlilik Sözleşmesi (NDA – Non-Disclosure Agreement) Taraflar, daha ciddi görüşmelere geçmeye karar verdiklerinde, atılacak ilk hukuki adım bir gizlilik sözleşmesi imzalamaktır. Bu sözleşme, alıcı tarafın durum tespiti (due diligence) sürecinde hedef şirketten alacağı hassas ticari, mali ve hukuki bilgilerin (ticari sırlar, müşteri listeleri, finansal veriler vb.) gizli tutulacağını ve sadece devralma işleminin değerlendirilmesi amacıyla kullanılacağını taahhüt eder. NDA, hedef şirketin en değerli varlıkları olan gizli bilgilerini korumak için hayati bir belgedir.
Aşama 3: Niyet Mektubu (LoI – Letter of Intent / Term Sheet) İlk incelemeler olumlu sonuçlanır ve taraflar anlaşmanın ana hatları üzerinde bir ön mutabakata varırlarsa, bir niyet mektubu veya term sheet imzalarlar. Bu belge, genellikle hukuken bağlayıcı olmamakla birlikte, tarafların iyi niyetini ve anlaşmanın temel çerçevesini ortaya koyar. LoI’de tipik olarak şu unsurlar yer alır:
- Tahmini satın alma bedeli ve ödeme şekli (nakit, hisse vb.).
- Durum tespiti (due diligence) sürecinin kapsamı ve süresi.
- Taraflardan birine belirli bir süre için başka alıcılarla görüşmeme yükümlülüğü (münhasırlık – exclusivity).
- Anlaşmanın kapanışı için öngörülen temel koşullar.
- Hangi hükümlerin bağlayıcı (gizlilik, münhasırlık gibi), hangilerinin bağlayıcı olmadığı.
Aşama 4: Durum Tespiti (Due Diligence) – En Kritik Aşama Bu, alıcının “ne satın aldığını” tam olarak anladığı aşamadır. Alıcı tarafın avukatları, mali müşavirleri ve teknik danışmanları, hedef şirketi adeta bir röntgenden geçirir. Bu süreç, farklı alanlarda yürütülür:
- Hukuki Durum Tespiti (Legal Due Diligence): Avukatlar tarafından yürütülür. Şirketin kuruluş belgeleri, esas sözleşmesi, ortaklık yapısı, genel kurul ve yönetim kurulu kararları, sahip olduğu tüm önemli sözleşmeler (tedarik, distribütörlük, kredi, kira vb.), devam eden veya potansiyel davalar, sahip olduğu gayrimenkuller ve fikri mülkiyet hakları (marka, patent), aldığı idari izinler ve ruhsatlar, iş hukuku uygulamaları ve çalışanlarla olan sözleşmeleri detaylı bir şekilde incelenir. Amaç, şirketin hukuki bir “sağlık taramasını” yaparak, devralma sonrası alıcıyı bekleyen potansiyel riskleri, davaları ve yükümlülükleri tespit etmektir.
- Mali Durum Tespiti (Financial Due Diligence): Mali müşavirler tarafından yürütülür. Şirketin geçmiş yıllara ait finansal tabloları, vergi beyannameleri, borçları, alacakları ve nakit akışı incelenir.
- Operasyonel ve Ticari Durum Tespiti: Şirketin pazar durumu, rekabet gücü, operasyonel verimliliği ve teknolojik altyapısı incelenir. Due diligence sonucunda ortaya çıkan bulgular, ya satın alma bedelinin yeniden müzakere edilmesine, ya hisse devir sözleşmesine özel koruyucu hükümler (beyan ve tekeffüller, tazminat maddeleri) eklenmesine ya da işlemin tamamen iptal edilmesine yol açabilir.
Aşama 5: Hisse Devir Sözleşmesinin (SPA) Müzakeresi ve İmzalanması Due diligence süreci tamamlandıktan sonra, taraflar anlaşmanın nihai koşullarını içeren ve hukuken bağlayıcı olan ana sözleşmeyi, yani Hisse Devir Sözleşmesi’ni (Share Purchase Agreement) müzakere ederler. Bu, M&A sürecinin en karmaşık ve en önemli hukuki belgesidir. SPA’da tipik olarak şu hükümler yer alır:
- Devre konu hisselerin tanımı ve devir bedeli.
- Satıcının, şirketin durumu hakkında verdiği beyan ve tekeffüller (warranties) (örneğin, “şirketin tüm vergileri ödenmiştir”, “şirket aleyhine açılmış önemli bir dava yoktur” gibi).
- Bu beyan ve tekeffüllerin ihlali durumunda alıcının haklarını koruyan tazminat (indemnity) maddeleri.
- İmza ile kapanış arasında şirketin nasıl yönetileceğine dair kurallar.
- Kapanışın gerçekleşmesi için yerine getirilmesi gereken ön şartlar (örneğin, Rekabet Kurumu izninin alınması).
- Uyuşmazlıkların çözüm yolu (tahkim veya yetkili mahkeme).
Aşama 6: İzinlerin Alınması ve Kapanış (Closing)
- Rekabet Kurumu İzni: Eğer devralma işlemi, Rekabet Kurumu tarafından belirlenen ciro eşiklerini aşıyorsa, işlemin hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Kurum’dan izin alınması zorunludur. İzin alınmadan yapılan devralmalar geçersizdir ve taraflara ciddi para cezaları uygulanabilir.
- Diğer İzinler: Faaliyet gösterilen sektöre göre (bankacılık, enerji, sigortacılık vb.) diğer düzenleyici kurumlardan (BDDK, EPDK gibi) da izin alınması gerekebilir.
- Kapanış: Tüm ön şartlar yerine getirildikten ve gerekli izinler alındıktan sonra, taraflar “kapanış” (closing) toplantısında bir araya gelir. Bu toplantıda, hisse devirleri (anonim şirketlerde pay defterine işleme, limited şirketlerde noter devri ve tescil) yapılır ve satın alma bedeli ödenir. Kapanış ile birlikte, şirketin mülkiyeti ve kontrolü hukuken alıcıya geçmiş olur.
Şirket birleşme ve devralmaları, doğru yönetildiğinde büyük fırsatlar sunan, ancak her adımı hukuki risklerle dolu olan karmaşık süreçlerdir. Gizlilik sözleşmesinden başlayarak, due diligence’ın titizlikle yapılması, hisse devir sözleşmesinin tüm riskleri kapsayacak şekilde müzakere edilmesi ve gerekli yasal izinlerin alınması, işlemin başarısı için hayati öneme sahiptir. Bu süreçte, hem alıcı hem de satıcı tarafın, M&A alanında deneyimli hukuk ve finans danışmanlarından oluşan profesyonel bir ekiple çalışması, sadece bir tavsiye değil, başarılı bir işlemin olmazsa olmaz koşuludur.

