info@gunaydinhukuk.org
Babacan Port Royal Rezidans B Blok Daire:26 Küçükçekmece / İstanbul

Takip Edin:

Ceza HukukuGöçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti Suçları Nelerdir?

Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti Arasındaki Farklar ve Cezaları

Küreselleşen dünyada, özellikle coğrafi konumu nedeniyle Türkiye, hem göçmen kaçakçılığı hem de insan ticareti suçlarının önemli bir geçiş güzergahı haline gelmiştir. Bu iki suç, uluslararası alanda ve ulusal hukukumuzda ciddi yaptırımlarla karşılanan, insan haklarını ve devletin egemenlik haklarını ihlal eden eylemlerdir. Ancak, halk arasında sıklıkla karıştırılan bu iki suç arasında temel hukuki farklılıklar bulunmaktadır. Bu yazımızda, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında düzenlenen göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçlarını ayrı ayrı ele alacak, aralarındaki temel farkları, unsurlarını ve öngörülen cezaları detaylı bir şekilde açıklayacağız.

A. Göçmen Kaçakçılığı Suçu (TCK m. 79):

Tanımı ve Hukuki Niteliği: Göçmen kaçakçılığı suçu, TCK madde 79’da düzenlenmiştir:

TÜRK CEZA KANUNU – Madde 79

(1) Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddî menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan; a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasını sağlayan, b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlayan, Kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Bu suç, devletin egemenlik haklarına, sınır güvenliğine ve göç politikalarına karşı işlenen bir suçtur. Mağdurun (göçmenin) rızası, bu suçun oluşumunu engellemez.

Suçun Unsurları:

  1. Maddi Menfaat Elde Etme Amacı: Failin, doğrudan veya dolaylı olarak maddi bir çıkar elde etme kastıyla hareket etmesi gerekir. Bu, suçun özel kastıdır.
  2. Yasal Olmayan Yollar: Suçun, yasal olmayan (kaçak) yollarla işlenmesi şarttır.
  3. Fiiller:
    • Bir yabancıyı ülkeye sokmak veya ülkede kalmasını sağlamak.
    • Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlamak.
  4. Mağdur: Suçun mağduru, yasal olmayan yollarla hareket eden yabancı veya Türk vatandaşıdır. Mağdurun rızası, suçun oluşumunu etkilemez.

Cezası: Göçmen kaçakçılığı suçunu işleyen kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Nitelikli Haller (Cezayı Artıran Durumlar): TCK madde 79/2 ve 3’te suçun cezasını artıran nitelikli haller düzenlenmiştir:

  • Suçun, mağdurların hayatı ve sağlığı açısından bir tehlike oluşturması halinde ceza yarı oranında artırılır.
  • Suçun, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır.
  • Suçun, birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde ceza üçte bir oranında artırılır.

B. İnsan Ticareti Suçu (TCK m. 80):

Tanımı ve Hukuki Niteliği: İnsan ticareti suçu, TCK madde 80’de düzenlenmiştir:

TÜRK CEZA KANUNU – Madde 80

(1) Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.

Bu ilke, “ignorantia juris non excusat” olarak da bilinir ve modern hukuk sistemlerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. İlkenin temel gerekçeleri şunlardır:

  • Hukuki Güvenlik: Herkesin kanunları bildiği varsayımı, hukuki ilişkilerde istikrar ve öngörülebilirlik sağlar. Aksi takdirde, her suçlu “kanunu bilmiyordum” diyerek cezadan kurtulmaya çalışır ve hukuk düzeni işlemez hale gelir.
  • Toplumsal Düzen: Kanunların bilinmesi ve uygulanması, toplumsal düzenin ve barışın korunması için esastır.
  • Kanunların Yayımlanması: Kanunlar, Resmi Gazete’de yayımlanarak kamuoyuna duyurulur ve bu yayımlama ile herkesin kanunları bildiği kabul edilir.

Bu ilke, failin işlediği fiilin suç olduğunu bilmemesinin, onun kusurluluğunu veya ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı anlamına gelir. Fail, fiili işlerken suç işleme kastıyla hareket etmişse, kanunu bilmemesi onu cezadan kurtarmaz.

Hata Kavramı ve Türleri (TCK m. 30): Ceza hukukunda hata, failin işlediği fiille ilgili bir konuda yanlış veya eksik bilgiye sahip olmasıdır. TCK madde 30, hatayı farklı türlere ayırarak ceza sorumluluğu üzerindeki etkilerini düzenler.

  1. Fiilde Hata (TCK m. 30/1): Failin, işlediği fiilin maddi unsurlarında hataya düşmesidir. Örneğin, avlanmak amacıyla çalıların arasına ateş eden bir kişinin, orada saklanan bir insanı vurması. Bu durumda, failin öldürme kastı olmadığı için kasten öldürme suçundan değil, taksirle öldürme suçundan sorumlu tutulabilir. Fiilde hata, kastı ortadan kaldırır.

  2. Şahısta veya Konuda Hata (TCK m. 30/2): Failin, suçun mağduru veya konusu hakkında hataya düşmesidir. Örneğin, A’yı öldürmek isterken yanlışlıkla B’yi öldürmesi. Bu durumda, failin öldürme kastı olduğu için hatası cezai sorumluluğunu etkilemez ve kasten öldürme suçundan sorumlu tutulur.

  3. Suçun Nitelikli Hallerinde Hata (TCK m. 30/3): Failin, işlediği fiilin bir nitelikli hal oluşturduğunu bilmemesidir. Örneğin, bir kişiyi yaralayan failin, mağdurun kamu görevlisi olduğunu bilmemesi. Bu durumda, fail nitelikli halden değil, suçun temel şeklinden sorumlu tutulur.

4. Haksızlık Yanılgısı (Hukuki Hata) (TCK m. 30/4): “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” ilkesinin en önemli istisnası, TCK madde 30/4’te düzenlenen “haksızlık yanılgısı” veya “hukuki hata”dır.

TÜRK CEZA KANUNU – Madde 30

(4) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.

  • Tanımı: Haksızlık yanılgısı, failin işlediği fiilin hukuka aykırı olduğunu, yani bir suç teşkil ettiğini bilmemesidir. Ancak bu bilmeme hali, “kaçınılmaz” olmalıdır.
  • Kaçınılmaz Hata: Hatanın kaçınılmaz sayılabilmesi için, failin tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen, fiilinin hukuka aykırı olduğunu öğrenme imkanına sahip olmaması gerekir. Bu durum, son derece istisnai hallerde kabul edilir. Örneğin:
    • Yabancı bir ülkeden gelen ve o ülkenin hukuk sistemine göre normal kabul edilen bir fiilin, Türkiye’de suç olduğunu tüm araştırmalarına rağmen öğrenememesi.
    • Kanunların çok yeni değiştiği ve henüz kamuoyuna yeterince duyurulmadığı, failin de bu konuda bilgi edinme imkanının olmadığı durumlar.
    • Yetkili bir makamdan (örneğin bir avukattan veya idari birimden) yanlış hukuki bilgi alarak fiili işlemesi ve bu bilginin yanlış olduğunu bilmesinin mümkün olmaması.
  • Sonucu: Eğer hata kaçınılmaz ise, fail cezalandırılmaz. Bu durum, failin kusurluluğunu ortadan kaldıran bir neden olarak kabul edilir.
  • Kaçınılabilir Hata: Eğer hata kaçınılabilir ise, yani fail biraz daha dikkat ve özen gösterseydi fiilinin hukuka aykırı olduğunu öğrenebilecek durumdaysa, cezada indirim yapılır.

Haksızlık Yanılgısının Uygulama Alanı ve Sınırları: Haksızlık yanılgısı, “kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” ilkesinin istisnası olduğu için, uygulama alanı oldukça dardır ve Yargıtay tarafından çok sıkı şartlara bağlanmıştır. Yargıtay, bir hatanın kaçınılmaz olup olmadığını değerlendirirken, failin eğitim düzeyi, mesleği, sosyal çevresi, fiilin niteliği ve bilgi edinme imkanları gibi tüm somut koşulları dikkate alır. Genel olarak, bir kişinin kendi ülkesinin kanunlarını bilmediğini iddia etmesi, kaçınılmaz hata olarak kabul edilmez.

Örnekler:

  • Kaçınılmaz Hata Örneği: Bir ülkenin vatandaşı olan A, kendi ülkesinde yasal olan ancak Türkiye’de suç teşkil eden bir eylemi, Türkiye’ye geldikten sonra, tüm hukuki danışmanlık ve araştırmalarına rağmen bu eylemin suç olduğunu öğrenemeden işlerse, kaçınılmaz hataya düşmüş sayılabilir.
  • Kaçınılabilir Hata Örneği: Bir kişinin, alkollü araç kullanmanın suç olduğunu bilmediğini iddia etmesi, kaçınılmaz hata olarak kabul edilmez. Zira bu durum, genel bilgi dahilinde olan ve kolayca öğrenilebilecek bir hukuki kuraldır.

Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” ilkesi, hukuk devletinin ve toplumsal düzenin temelini oluşturan vazgeçilmez bir prensiptir. Bu ilke gereği, bir fiili işleyen kişi, o fiilin suç olduğunu bilmediğini ileri sürerek cezadan kurtulamaz. Ancak, Türk Ceza Kanunu, “haksızlık yanılgısı” veya “hukuki hata” olarak bilinen istisnai bir durumu düzenlemiştir. Eğer bir kişi, işlediği fiilin hukuka aykırı olduğunu, yani bir suç teşkil ettiğini, tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen kaçınılmaz bir şekilde bilme imkanına sahip değilse, cezalandırılmaz. Bu durumun ispatı oldukça zor olup, mahkemeler tarafından somut olayın tüm koşulları titizlikle değerlendirilir. Bu nedenle, hukuki bir hata iddiasıyla karşı karşıya kalan veya bu konuda tereddüt yaşayan kişilerin, hak kayıplarının önüne geçmek ve doğru hukuki adımları atmak için mutlaka uzman bir ceza avukatından hukuki danışmanlık almaları hayati öneme sahiptir.

https://gunaydinhukuk.org/wp-content/uploads/2022/05/ghb-1.png
Babacan Port Royal Rezidans Kartaltepe Mah. 1. Malazgirt Cad. No:6/2 B Blok Daire:26 Küçükçekmece / İstanbul
0212 951 05 15
info@gunaydinhukuk.org

Takip Edin:

YASAL UYARI

Bu web sitesinde yer alan içerikler Avukat & Müvekkil ilişkisi oluşturmaya yönelik değildir ve bir davet veya reklam olarak dikkate alınmamalıdır. Web sitesinde bulunan tüm içeriklerin telif hakkı Av. Cemal Vehbi GÜNAYDIN’a aittir. Web sitesindeki içeriklerin izinsiz bir şekilde kopyalanarak veya kısaltılarak başka web sitelerinde yayınlanmasının tespiti halinde hukuki ve cezai işlem uygulanacaktır.

© 2025 Günaydın Hukuk Bürosu – Tüm Hakları Saklıdır.